Anne 6.Bölüm izle
Özet: Şule, git gide Zeynep'i bulmak üzeredir. Zeynep, büyük bir korku yaşayan Turna'yı sakınmak için çabalarken, hastaneye götürülen Gönül'ün yanına gider. Şule, en son çare için Ali'den yardım talep eder. Ali, kendisini karşı karşıya gelmekten korktuğu gerçekler ile buluşturunca, Şule Zeynep'e karşı daha da hırslanmaktadır. Gönül, hastalığını önemsemeyerek hastaneden çıkmak için çabalarken, Zeynep ve Turna ile beraber ömründeki en güzel günlerden birini geçirir. Şule nihayetinde kızına dair önemli bir iz bulur. Turna ile karşı karşıya gelen Şule'nin, geçmişinde kimselerin farkında olmadığı sırları açığa dökülür. Uzun yıllar boyunca Şule'nin yanında Melek olarak hayatını sürdüren, yeni açtığı sayfada ise Zeynep ile beraber Turna olarak hayatından çok memnun olan ufak kız adına karar verme zamanı gelmiştir. Bir tarafta Şule öbür tarafta ise Zeynep arasında gidip gelen küçüğün yapacağı seçim herkesin etkilenmesine neden olacaktır.
Yayınlandı: 01/12/2016
Ayışığı hanım, cevap yazınıza karşı bende birkaç düşüncemi yazıp bu konuya nokta koymak istiyorum. Tabii ki siz Şuleye hangi sebeple olursa olsun hak verebilirsiniz , ki bunun kimse tarafından kısıtlandığı yok. Kimsenin herhangi bir yerde size böyle birşey yazdığını görmedim. Ama bir başka yorumcu da bunun aksini düşünüp bunu yazabilir. Yorumlarınızı –sürtüşmeniz olduğunu düşündüğünüz yorumcuya göre ayarlamanız itirafınız- beni çok şaşırttı. Demekki sizin yorumlarınız sadece inatlaşmaktan ibaret ve samimi düşüncelerinizi içermiyor?!! Bu, yorumlarınızı okuyup, sizin samimi düşüncelerinizi içerdiğini düşünüp puan veren arkadaşlara karşı ayıp olmuyormu? Eğer inatlaştığınız yorumcular arasında bende varsam, sizi temin ederim ki benim kimseyle inatlaşmak gibi bir amacım yok. Zaten bunu kendime yakıştıramam. = Yani inadina Sule hakli yazayim bakalim karsi taraftan nasil bir tepki gelecek! Cünkü cümle alem biliyor ki ben Ali karekterine gicigim yazarsam aninda diger taraf Ali yi sevmeye basladim diye yazacak,ben Zeynep in anneligini sevdim diye yazsam aninda Zeynep yerden yere vurulacak. Ayni sekilde Sule yi ilk bölümlerde ki gibi yerden yere vurmaya devam etseydim Sule adeta bir Melek anne diye bazi yorumcu tarafindan korunmaya alinacakti- = şeklindeki düşüncelerinizi takip etmekse benim için hiç mümkün değil. Bilhassa bu dizide herkes Şuleyi devamlı öyle veya böyle eleştirdi, siz hariç kimse onu Melekle ilgili herhangi bir konuda haklı görmedi ve hala görmüyor. Sadece Selin arkadaş taa başından beri onun yaşantısındaki olumsuzlukları tam öğrenirsek belki anlıyabiliriz dedi. Ve her seferinde de ne olursa olsun Melek konusunda haksız olduğunu belirtti. Zeynepi ise, yaptığı iş yanlış olmasına rağmen herkes takdir etti. Aliyi, hatırladığım kadarıyla, siz hariç bütün yorumcular başlarda olumlu değerlendirdiler. Şantaj yapınca kimse bunu hoş karşılamadı ve sonraki durumuna bakarak herkes yine olumlu değerlendirmeye başladı ve bunun nedenini de, mesela Selinin yaptığı gibi, yazdılar. Bütün bunlarda size karşı bir tavır görmek mümkün değil. İsterseniz yorumları tekrar okuyun. 8-10 beğeni alan yorumlarınızın didiklenmesine gelince, öncelikle beğeni konusunda size bir hatırlatma yapmak istiyorum. Bir dizide sizden fazla beğeni alan arkadaşların bunu bilgisayar oyunlarıyla veya eş dosta rica edilerek kazanıldığını iddia ettiğiniz aklıma geldi. Ben şimdi size aynısını söylesem nasıl olur? Böyle alemlerde herşey mümkün değil mi? Ne ben bunu ispat edebilirim ne de siz aksini. Diğer bir konuda çok beğeni alan bir yorum eleştirilemez diye bir kural mı var? Ayrıca çoğunluğun beğendiği doğru olsaydı memleketimizin durumu böyle olmazdı demişti bir yorumcu bir yerlerde. Bende bu düşünceye katılıyorum. = Ayse nikini kullanan vatandas ben cok iyi biliyorsun ki seninle o malum kisinin ayni insan oldugunuza yillardan beri iddia ettim.= demişsiniz , siz iddia etmeye devamedin ama bunu yaparken beim yıllardan beri bu sayfalarda ayşe nikiyle yazan biri olmadığımı da unutmayın ki, herkesi gülümsetecek bir durum ortaya çıkmasın. Size çeşitli bitki isimleri veren yorumcunun ben olduğumdan çıkarak (bir yerlerde Selinle benim aynı kişi olduğumu iddia etmiştiniz!) bana –ayşe kadın çalı fasulyesi demişsiniz-. Başka yerlerde aynı yanlişlığı yapıp mahçup olmayın diye size botanik bir bilgi vermek istiyorum: -ayşe kadın çalı fasülyesi -diye bir sebze yok. Ayşe kadın fasulyesi ayrı bir cins, çalı fasülyesi ayrı. Saygılar.
Ayisigi demiş ki;
Sule icin onada hak veriyorum yazmama bir aciklama getirmek artik FARZ oldu. Bunu iki nedenle yazdim hem ÖZETE dayanarak artik dizi seyrede seyrede ögreniyoruz gecen haftaki bölümde Sule nin gecmisi ile daha fazla tanisacagimizdan emindim ve onu biraz daha tanima firsatiyla karsi karsiya kalacagimizdan. Ikinci bir neden burada ki o malum yorumcuyla uzunnnn yillara dayanan bir sürtüsmem oldugu icin ben bazen zarf atar gibi cümle yaziyorum. Yani inadina Sule hakli yazayim bakalim karsi taraftan nasil bir tepki gelecek! Cünkü cümle alem biliyor ki ben Ali karekterine gicigim yazarsam aninda diger taraf Ali yi sevmeye basladim diye yazacak,ben Zeynep in anneligini sevdim diye yazsam aninda Zeynep yerden yere vurulacak. Ayni sekilde Sule yi ilk bölümlerde ki gibi yerden yere vurmaya devam etseydim Sule adeta bir Melek anne diye bazi yorumcu tarafindan korunmaya alinacakti-:))) Bu böyle gelmis böylede gider,ben kendimce bir test yaptim ve cevabini aldim buda benim icin yeterli-:)) Yine hepimiz cok iyi biliyoruz ki ben ne tür yorum yazarsam yazayim malum yorumcu büyütecle her yazdigim yorumumu inceleyecek hatali oldugumu illede belirtir. Benim dizi yorumum 8-10 begeni alsa bile mutlaka yorumum elestirilir her yazdigim didik didik edilir! Buda böyle gelmis böyle gider,görünen köy kilavuz istemiyor... Sule ile empatiye gelince ben hicbir yorumumda Sule nin kizini cöp torbasina koymasini HAKLI cikarmadim,yaptigi bu hareketten dolayi ona empati duymadim. Bana biraz haksizlik yapmiyormusunuz? Gerdanini kira kira anneyim ben diye bagiran Sule yi Gonca hanim o kadar muhtesem oynuyor ki kendi acimdan Sule ile bile empati kurabiliyorum,buda benim dogal hakkim,istedigim karekterle empati kurarim istedigimi sevmem,bu HAK sizler icinde gecerli. Birkac psikoloji kursu okuyanlar nasil ki Sule terapi ile iyilesebilir iyi bir anne olabilir demeye hakki varsa benimde Sule ye empati duyma hakkim var. Türkiye kanunlari icinde Sule nin su anda cok bir ceza alacagina ASLA inanmiyorum,Türkiye de görüyoruz cocuk istismari yapmis kisilerin cezalarini ya kollarini sallayarak serbest kaliyorlar ya da cok az bir ceza yiyerek hayatlarina kaldiklari yerden devam ediyorlar. Ayse nikini kullanan vatandas ben cok iyi biliyorsun ki seninle o malum kisinin ayni insan oldugunuza yillardan beri iddia ettim. Diger kisilik veya kisiligin kaktüsten tut cesitli otlar ismiyle bana hitap etme hakkini nasil kendinde görüyorsa ben de sana sebze ismiyle hitap etme hakkini kendimde görüyorum. Umarim aciklamam yeterlidir.
SELİN demiş ki;
Herkese selam, selam Kızlar! DİZİ YORUMU: Bu bölümde Şule’yi , fazla derine inmeden ,biraz yakından tanımaya başladık. Aslında sevgi dolu iyi bir anneymiş. Şule ne zaman ve neden böyl e birden değişti daha tam açıklanmadı. Bu nedenle onun kızına karşı neden bu kadar acımasız olduğunu anlamak ve onunla empati kurmak daha mümkün değil. LaLem’cim bu konuda bende senin gibi düşünüyorum : Bir insanın bir çocuğa böyle davranmasını haklı gösterecek hiçbir şey olamaz bu dünyada. Yeri gelmişken 5. bölüm yorumundaki “maznun u aynı anda mazlum olarak görmeye başlarsak, ki bu eğilimi senin mesleğinden olanlarda görüyor gibi oluyorum ara sıra, mazluma haksızlık yapmaz mıyız?“ düşüncen konusunda bir şeyler yazmak istiyorum. Benim mesleğimde olan bir insanın böyle olaylar karşısında hep „maznun“ acaba neden maznun olmuş ?“ sorusunu sorduğu ve bunu anlamaya çalışıp onu tekrar topluma veya ailesine kazandırmak için birşeyler yapmak gerekliliği hissettiği doğru ama mazluma çektirdikleri için onu yargılamadığı, onunla empati duyduğu veya haklı bulduğu yanlış. Belki tecavüze veya şiddete maruz kalan bir kişinin kendini korumak için birisini öldürmesi veya ona fiziken zarar vermesi konusunda bir “haklı bulma ve empati ” duygusu olabilir ama çocuğa şiddet ve istismar veya bunu önlememe konularında bu asla mümkün değil. Bize haksızlık etme! Bu bölümde Şule’nin kızına acı çektirdiği ve buna son vermek istediği bilincinde olduğunu ve hatta herşeye yeniden başlamak istediğini gördük. Bu benim için sadece insani yönden çok sevindirici değildi, mesleğim yönündende önemliydi . Böyle bir maznun, çok kısa olmıyacak bir terapiyle, hem topluma ve hemde yakınlarına tekrar geri kazandırılmaya aday biridir. Yine bu bölümde Şule’nin kızını kendince sevdiğini ve onu özlediğini ama bu sevgide birazda onun tarafından sevilme ihtiyacının saklı olduğunu gördük. Önce kurtulmak için ölüme terkettiği kızını şimdi delice aramasınının sebebinin bu sebeplerden hangisi olduğunu bu bölümde de tam anlıyamadım. Belkide hepsinden biraz diye tahmin ediyorum. Gazeteci Ali’nin Şule’ye karşı tutumunu ve onu dikkatli soruları ve suçlamalarıyla öz eleştiriye davet etmesi çok doğru bir tutumdu. Ali karakteri oldukça tutarlı, mantıklı ve empati sahibi bir karakter olarak geliştiriliyor ve insana , senaryonun sensasyon amacıyla araya sokuşturduğu şantaj olayını unutturuyor. Zeynep karakterini n sevgi dolu tarafını sevsem de onun inisiyatifsiz ve hala geçmişine takılı kalmış, hayatındaki olumluluklara kör , neden niçin diye sormadan terkedilmişliğine ağlayan biri olması hoşuma gitmiyor. Herşeyden kaçmaktan başka geliştirdiği bir inisiyatif yok. Bunun artık değişmesi gerek. Aksi takdirde onun Melek’e düzgün bir hayat hazırlıyacağına inanmam güçleşecek. Bir çocuğun hayatını sadece sevmekle ve onunla pasta yapmakla düzenlemek mümkün değil. Yorumumu bitirmeden önce sevgili AYŞE’nin sorularına değinmek istiyorum: “sence Şule bu saatten sonra iyi bir anne olabilir mi?“ soruna cevabım: bu ancak Cengizéden ayrılması, ekonomim durumunu düzelmesi, çevresinde devamlı kendine destek olacak insanların olması ve mümkün mertebe bir terapi sonucu mümkün diyorum. „Hiç bu tür bir olayla karşılaştın mı meslek hayatında . Karşılaştıysan nasıl çözümlendi?“ Sorundaki bu tür olaylar ı bana daha açık yazarsan cevaplıyabileceğim. „Turnanın annesine verilmesini tavsiye edermisin? „ soruna cevabımsa: „hayır“. Hatta Melek istemediği müddetçe onunla görüştürülmesine bile karşıyım. Buna iki tarafında hazırlanması gerek. Melek‘e önce annesini affettirmek ve onun kendisi istemediği sürece annesine verilmiyeceğini inandırmak, Şule’ninse kızına yaptıklarının bilincine varmasını, onu kendisini sevmek için yaratılmış bir varlık olarak değil sevilmek için yaratılmış bir varlık olarak görmesini ve görüşmek için kızının buna hazır olmasını beklemesi gerektiğini kabul etmesini sağlamak gerek. Bunun içinde Zeynep’in devamlı Şule’den kaçacağına onunla karşılıklı herşeyi konuşup anlaşmaya çalışması gerek. Şu anda Şule’nin eli zayıf. Polise gidemez , kızını almak için mahkemeye falan başvurması zor. Başvursa bile Melek’i Zeynep’ten alırlar belki ama ona da vermezler ve hatta ona Melek’e yaptıkları için ceza bile verirler . Hem bunun ve hemde Melek’in Zeynep’ten alınıp bir yuvaya verilmesinin için çocuk için ne kadar yıkıcı olacağının ve seven bir annenin buna izin vermemesi gerektiğinin Şule’ye anlatılması gerek. Tabii bu sırada Zeynep’in Şule’yi kızını ondan almak amacıyla değil onu korumak amacıyla kaçırdığını ve hatta çöp torbasında ölmek üzere bulduğu için onun hayatını kurtarmak için kaçırdığını anlatması , Melek hazır olunca ve Şule’ninde şartları buna uygun olduğunda kızını yanına alabileceğine inandırması gerek. Bu da kaçmakla olmaz. Bu bölüm sonunda Zeynep Şule’yle, o Melek’eulaşmadan karşı karşıya geldi. Artık inisiyatifi ele alıp bu konuları konuşması için güzel bir imkan. Bakalım Zeynep bu imkanı nasıl kullanacak. Herkese sevgiler ve güzel bir hafta.
SELİN demiş ki;
Herkese selam, selam Kızlar! DİZİ YORUMU: Bu bölümde Şule’yi , fazla derine inmeden ,biraz yakından tanımaya başladık. Aslında sevgi dolu iyi bir anneymiş. Şule ne zaman ve neden böyl e birden değişti daha tam açıklanmadı. Bu nedenle onun kızına karşı neden bu kadar acımasız olduğunu anlamak ve onunla empati kurmak daha mümkün değil. LaLem’cim bu konuda bende senin gibi düşünüyorum : Bir insanın bir çocuğa böyle davranmasını haklı gösterecek hiçbir şey olamaz bu dünyada. Yeri gelmişken 5. bölüm yorumundaki “maznun u aynı anda mazlum olarak görmeye başlarsak, ki bu eğilimi senin mesleğinden olanlarda görüyor gibi oluyorum ara sıra, mazluma haksızlık yapmaz mıyız?“ düşüncen konusunda bir şeyler yazmak istiyorum. Benim mesleğimde olan bir insanın böyle olaylar karşısında hep „maznun“ acaba neden maznun olmuş ?“ sorusunu sorduğu ve bunu anlamaya çalışıp onu tekrar topluma veya ailesine kazandırmak için birşeyler yapmak gerekliliği hissettiği doğru ama mazluma çektirdikleri için onu yargılamadığı, onunla empati duyduğu veya haklı bulduğu yanlış. Belki tecavüze veya şiddete maruz kalan bir kişinin kendini korumak için birisini öldürmesi veya ona fiziken zarar vermesi konusunda bir “haklı bulma ve empati ” duygusu olabilir ama çocuğa şiddet ve istismar veya bunu önlememe konularında bu asla mümkün değil. Bize haksızlık etme! Bu bölümde Şule’nin kızına acı çektirdiği ve buna son vermek istediği bilincinde olduğunu ve hatta herşeye yeniden başlamak istediğini gördük. Bu benim için sadece insani yönden çok sevindirici değildi, mesleğim yönündende önemliydi . Böyle bir maznun, çok kısa olmıyacak bir terapiyle, hem topluma ve hemde yakınlarına tekrar geri kazandırılmaya aday biridir. Yine bu bölümde Şule’nin kızını kendince sevdiğini ve onu özlediğini ama bu sevgide birazda onun tarafından sevilme ihtiyacının saklı olduğunu gördük. Önce kurtulmak için ölüme terkettiği kızını şimdi delice aramasınının sebebinin bu sebeplerden hangisi olduğunu bu bölümde de tam anlıyamadım. Belkide hepsinden biraz diye tahmin ediyorum. Gazeteci Ali’nin Şule’ye karşı tutumunu ve onu dikkatli soruları ve suçlamalarıyla öz eleştiriye davet etmesi çok doğru bir tutumdu. Ali karakteri oldukça tutarlı, mantıklı ve empati sahibi bir karakter olarak geliştiriliyor ve insana , senaryonun sensasyon amacıyla araya sokuşturduğu şantaj olayını unutturuyor. Zeynep karakterini n sevgi dolu tarafını sevsem de onun inisiyatifsiz ve hala geçmişine takılı kalmış, hayatındaki olumluluklara kör , neden niçin diye sormadan terkedilmişliğine ağlayan biri olması hoşuma gitmiyor. Herşeyden kaçmaktan başka geliştirdiği bir inisiyatif yok. Bunun artık değişmesi gerek. Aksi takdirde onun Melek’e düzgün bir hayat hazırlıyacağına inanmam güçleşecek. Bir çocuğun hayatını sadece sevmekle ve onunla pasta yapmakla düzenlemek mümkün değil. Yorumumu bitirmeden önce sevgili AYŞE’nin sorularına değinmek istiyorum: “sence Şule bu saatten sonra iyi bir anne olabilir mi?“ soruna cevabım: bu ancak Cengizéden ayrılması, ekonomim durumunu düzelmesi, çevresinde devamlı kendine destek olacak insanların olması ve mümkün mertebe bir terapi sonucu mümkün diyorum. „Hiç bu tür bir olayla karşılaştın mı meslek hayatında . Karşılaştıysan nasıl çözümlendi?“ Sorundaki bu tür olaylar ı bana daha açık yazarsan cevaplıyabileceğim. „Turnanın annesine verilmesini tavsiye edermisin? „ soruna cevabımsa: „hayır“. Hatta Melek istemediği müddetçe onunla görüştürülmesine bile karşıyım. Buna iki tarafında hazırlanması gerek. Melek‘e önce annesini affettirmek ve onun kendisi istemediği sürece annesine verilmiyeceğini inandırmak, Şule’ninse kızına yaptıklarının bilincine varmasını, onu kendisini sevmek için yaratılmış bir varlık olarak değil sevilmek için yaratılmış bir varlık olarak görmesini ve görüşmek için kızının buna hazır olmasını beklemesi gerektiğini kabul etmesini sağlamak gerek. Bunun içinde Zeynep’in devamlı Şule’den kaçacağına onunla karşılıklı herşeyi konuşup anlaşmaya çalışması gerek. Şu anda Şule’nin eli zayıf. Polise gidemez , kızını almak için mahkemeye falan başvurması zor. Başvursa bile Melek’i Zeynep’ten alırlar belki ama ona da vermezler ve hatta ona Melek’e yaptıkları için ceza bile verirler . Hem bunun ve hemde Melek’in Zeynep’ten alınıp bir yuvaya verilmesinin için çocuk için ne kadar yıkıcı olacağının ve seven bir annenin buna izin vermemesi gerektiğinin Şule’ye anlatılması gerek. Tabii bu sırada Zeynep’in Şule’yi kızını ondan almak amacıyla değil onu korumak amacıyla kaçırdığını ve hatta çöp torbasında ölmek üzere bulduğu için onun hayatını kurtarmak için kaçırdığını anlatması , Melek hazır olunca ve Şule’ninde şartları buna uygun olduğunda kızını yanına alabileceğine inandırması gerek. Bu da kaçmakla olmaz. Bu bölüm sonunda Zeynep Şule’yle, o Melek’eulaşmadan karşı karşıya geldi. Artık inisiyatifi ele alıp bu konuları konuşması için güzel bir imkan. Bakalım Zeynep bu imkanı nasıl kullanacak. Herkese sevgiler ve güzel bir hafta.
ayşe demiş ki;
Ayışığı hanım, bende sizin devamlı yaptığınızı yaptım ve bir tahminde bulundum. Tabii ki bunu eleştirebilirsiniz ama bunu bana –ayşe kadın çalı fasulyesi- diyerek hakaret ederek yapmanız ayıp olmuyor mu? Sizin gibi yaşı 60 üstü çoluk çocuk sahibi bir hanıma yakışıyor mu? Ben size asla bu tür isimler takarak hitap etmedim. Rahatsız olma konusuna gelince, bende sizin sonu gelmeyen bu tür çatmalarınızdan, buna karşılık aldığınızda buna katlanamayıp şahsisladırılarınızdan rahatsız oluyorum ama asla yorumlarınızı sildirmek gibi, çocukça bir çareye başvurmuyorum. Sizi eleştirilerinizi daha düzeyli ve direk yapmaya davet ediyorum. Saygılarımla!
Ayisigi demiş ki;
Bir MAGAZIN haberi paylasayim,daha önce Cansu Dere yi hic izlememistim buyrun. Cansu Dere dizi setinde terör estiriyor! Huylu huyundan vazgeçmiyor! Adı ‘kapris kraliçesine’ çıkan Cansu Dere, dizi setinde diğer oyunculardan ayrı yemek ve hatta su talebinde bulundu. Takvim'de yer alan habere göre rol aldığı hemen hemen her projede kaprisleriyle set ekibine yaka silktiren Cansu Dere, geleneğini bozmadı. Geçtiğimiz haftalarda rol aldığı dizinin sanat yönetmeniyle şiddetli bir şekilde tartışan Dere'nin çekimler sırasında yarattığı huzursuzluklar bununla da sınırlı kalmadı. Dedikodulara göre diğer oyunculardan farklı yemekler talep eden hatta suyunu bile sete özel getirten Cansu Dere, tüm çalışanları bezdirdi. Dere, dizi başlamadan önce de adının ilk sırada yazılmasını istedi. Bu durumun iletildiği usta sanatçı Vahide Gördüm ise "Böyle şeyler umrumda değil. Benim adımı yazmasanız bile olur" dedi. Not: Ben kimsenin yorumunu sildirmedim,kendi kendine gelin güvey olmayi birak ayse kadin cali fasulyesi. Belli ki rahatsiz olan,artik o tür yorumlari okumaktan bikanlar var....
ayşe demiş ki;
Yorumdaşlar selam. He Meiden. Bu bölümden sonra benimde kafam en az Selin kadar karıştı. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu artık ayırt edemiyorum. Turna Zeynepin yanında o kadar mutlu ki bunu bozup onu tekrar annesiyle görüştürmek yanlış gibi geliyor ama bende Ali gibi Turnayı annesinden kaçırmak doğrumu diye de soruyorum kendime. Bu bölümde Şulenin hep böyle olmadığını ve Turnanın bir yorumcunun tahmin ettiği gibi küçük yaşlarda uğradığı bir istismar sonunda dünyaya gelmediğini öğrendik. Şule 26 yaşında olduğunu söyledi. Demekki Turna doğduğunda 19 yaşındaydı. Buna da küçük yaş denilemez herhalde. Gazetecinin Şulenin abla dediği eski komşusu Zehra ablayla yaptığı konuşmadan anladığımıza göre başlarda iyi ve mutlu bir anneymiş. Yine bu bölümde gördüklerimiz bize Şulenin Cengiz onun hayatına girdikten sonra ona olan tutkusundan kızını yük olarak gördüğünü gösterdi. Bu da Şulenin Turnaya davranışını başka bir yorumcunun dediği gibi –kendi çapında haklı- diyecek bir durum değil. Ancak Lalem arkadaşın sildirilen yorumunda ifade ettiği gibi onu anlamamıza vesile olabilir. Yeri gelmişken, Lalem arkadaş, bu sayfasına yazdığın yorumu sildirilmeden okudum ve hatta puanımı vermiştim. Sen ve Seline de hakaret içeren yazılar yayınlanıyor siz niye sildirtmiyorsunuz bu yazıları? Biliyorsunuz şikayet üzerine her yazı sildirilebilir. İnşallah bu bölümede kendi tarzınnda yorumunu bekliyorum. Bu bölüme Selinin yazmasın çok isterim. Yazmaya vakit bulurda Yazarsa beraberinde aşağıdaki sorularıma mesleki yönden cevap verirse sevinirim: -sence Şule bu saatten sonra iyi bir anne olabilir mi?, Hiç bu tür bir olayla karşılaştın mı meslek hayatında . Karşılaştıysan nasıl çözümlendi? Turnanın annesine verilmesini tavsiye edermisin? Ben Şulenin bu saatten sonraiyi bir anne olacağına ve hemde Turnanın annesine verilmesine sıcak bakmıyorum. Duru ile sevgilisi ne hoş insanlar. Aliyi sevmeye başladım. Gamzenin halleri sinir bozucu. Nişanlısıda tam kendisi gibi. Birbirlerini iyi bulmuşlar. Gönül artık yavaş yavaş hastalığına önem verse iyi olur. Yoksa kızına tam kavuşamadan ölüp gidecek. Bu dizide iyilerin kötülerden çok olması hoşuma gidiyor. Şule Turnayı buldu ama onunla görüşmeden Zeynepe yakalandı. Bakalım Zeynep bu seferde Şulenin Turnayı görmesini engelliyebilecek mi? Cengizin başına gelenlere sevindim. İnşallah kolay kolay oradan çıkamaz. Oyuncuların hepsi çok iyi ama bu bölümde en iyi Gonca ile küçük Berendi. Benim aklıma gelen bu kadar. Yorum yazacaklara şimdiden kolay gelsin.
damla demiş ki;
çok güzel bir dizi izle izle doymam
chatoune demiş ki;
"kapat cabuk annemi aramam lazim" ?!? :))))
Ayisigi demiş ki;
Zeynep bu bölümde neden kendini kimseye yakin hissetmediginden bahsetti,benim tahmin ettigim nedenlerden dolayiymis. Ali bakalim Gönül ün SIRRINI gizli tutabilecek mi? Gamzenin Zeynep icin böyle bir tepki verecegi belliydi,zaten yillarca Zeynep i kiskanmis durmus. Ben bu bölûm Sule ile empati kurabildim,kendince Melek i seviyor,belli ki özlemis. Kötü günleride unutmak istiyor ama malesef hemen unutalim demekle olmuyor,acilan yaralar kolay kapanmaz...Eminim ki sartlar baska olsaydi Melek e cok güzel bir anne olurdu. Kizina anlamli sevgi dolu bir isim koymus MELEK. Yalovada ki komsusuda ne kadar iyi bir anne oldugunu söyledi zaten. Herhalde kocasi öldükten sonra kötü yola düsmüs ve o adamin oyuncagi olmus. Ali de bir gram bile akil yok,insan hic tanimadigi etmedigi kadini evine alirmi,hadi aldin yalniz birakir mi? Sule masallah kac gizli kapakli dosya varsa elden gecirdi bile-:)) Zeynep ve Melek pasta yaptiklari sahnede cok tatliydilar,Zeynep kac yillik anne gibiydi valla. Hapishanede ki bes paralik Cengiz in gardiyanlara kafa tutmasi,acin kapiyi diye efelenmesi pek bir mantiksiz olmus. Kolay mi öyle veryansin yapmalar,adami bir güzel sustururlar. Sule artik inada bindirdi isi,sirf Zeynep e inat olsun diye Melek i almak istiyor. Gayet heyecanli bitti,Zeynep ve Melek in kacmasi artik gitgide zorlasiyor,sakar teyzeye de kalamazlar bu saatten sonra.Beren Gökyildiz a tüh tüh masallah nazar degmez insallah. O nasil bir oynamak,baska dizilerde oyuncuyum diye gecinen ablalarina ders olsun . Gonca Vuslaterinin oyunculuguda muhtesem. Vahide hanimin oyunculugu hala beni etkilemiyor.
Daha Fazla Yorum