Kördüğüm 9.Bölüm izle
Özet: Ali Nejat, kim tarafından hazırlandığı bilinmeyen fakat profosyonel bir şekilde kurgulanmış olan tuzağın içine çekilmiştir. Holdingte çalışmış olan güvenlikçinin ölümünü azmettirmek suçuyla yakalanan ve karakola götürülen Ali Nejat, bu durumun şaşkınlığını atlatamadan gelen başka bir kötü haber yüzünden iyice kötü duruma düşer. Naz ile Kaan kayıptır. Umut'un yaptığı hareketten ötürü bunun karşılığında intikamını almak adına Naz'ı alıkoyan Kenan, Kaan'ı hiç düşünmemiştir. Naz, Kaan'ın etkilenmemesi için olan olayları bir oyun gibi gösterip onu korumaya çalışırken Kenan'da Kaan'ın aslında kimin çocuğu olduğunu öğrenir. Bu saatten sonra intikam almanın yanı sıra, işin içine birde fidye durumu girer. Kördüğüm heyecan dolu yeni bölümüyle perşembe günü fox tv ekranlarında.
Kördüğüm son bölüm izle dizi yayınlandıktan sonra sitemizden canlı olarak izleyebilirsiniz.
Yayınlandı: 05/03/2016
Selam herkese . Hi Mädels...,SELIN'cim bilmukabele canimmmm...Senin nezdinde tüm Kadinlarin bu GÜN'ü kutlu olsun. Dünyada herseyin en iyisini, en güzelini,en Adilini, en SEVGI ve Baris dolu haklara kavusmlari dilegiyle ...LaLemcan ayni sekilde seninkinide cok begendim.seninde yüregine saglik öptüm cok...*_*
SELİN demiş ki;
Toplumumuzda ve bütün dünyada kadınların insan hakkı ve yaşadıkları ülkede eşit yurttaşlar olarak yer almasını sağlamak için 8 Mart’ın özü olan emekçi kadınların mücadele geleneğini ve gereğini bize hatırlatan kadınlar günü hepimize kutlu olsun.
Ayisigi demiş ki;
Kadinlar ne ISTER: Gelecege umutla bakmak ister. Itiraz etmek ister. Sesi duyulsun ister. Siddet görmesin ister. DÜNYA KADINLAR GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN!
LaLem demiş ki;
Evet berran dost açlık sözlerine bende bir atasözümüzle katkıda bulunayım “açlık sofuluğu bozar” ve buna ek bende bu gün “kadınlar günü şerefine” bulduğum bu günün mana ve önemini kısa ve öz bir şekilde anlatan bir yazıyı aktarmak istiyorum (alıntı): “ 8 Mart tüm dünyada kadınların eşitlik özgürlük ve daha huzurlu yaşama isteklerini dile getirdikleri çok özel bir gündür. Yılın sadece bir günü kadınları hatırlamak onların aile ve toplum üzerindeki değerlerini ön plana çıkarmakla onların hak ettiği kazanımlar ödenmiş olmaz. Eşitlikten söz ederken bunu uygulamalarda göremiyoruz. Örneğin siyaset idare ve toplumun diğer alanlarında kadınlara gereken fırsatlar verilmemiştir. Kadın haklarını insan haklarından ayrı tutmak mümkün değildir Kadın hakları ile savunulan kadınların ayrıcalıklı haklara sahip olması değil sadece insan oldukları için her yerde ve herkes için geçerli haklara sahip olmasıdır Kadınların eğitim sağlık siyaset ve toplumun her alanında özgür ve aktif olarak görev almalarına fırsat verilmelidir. Atatürk kadınlarımıza birçok alanda özgürlük getirmiştir 1924 yılında Atatürk’ün meclise soktuğu 17 kadından sonra 2008 yılında bulunduğumuz bu dönemde peki şu anda mecliste kaç kadın var ve ne derecede haklarımız savunuluyor? Daha uygar ve sağlıklı bir toplum için kadınlara her zaman ihtiyaç vardır Kadınlara verilmiş bu güzel güne saygı duymalı ve onları sadece bir günle değil; her zaman hatırlamalıyız.“ Bu yazının son cümlesi doğrultusunda daha uygar, kadın hak ve saygınlığının nihayet gerçekleştiği bir topluma kavuşmamız dileğiyle bütün kadınların kadınlar gününü kutlarım.
Ayisigi demiş ki;
O hic begenmediginiz Belcim Bilgin Holywodd yildizi olma yolunda,iste o HABER: Belçim Bilgin Hollywood’da‘Gergedan Mevsimi’, ‘Let the Music Play’ gibi önemli yapımlarla dünyaya açılan Belçim Bilgin, yeni projesiyle Hollywood kapılarını zorlayacak. Ünlü oyuncu, ‘Backstabbing for Beginners’ta Ben Kingsley, Jacqueline Bisset ve Theo James’le başrolü paylaşacak. Belçim Bilgin’in başrolü üstlendiği “Backstabbing for Beginners”ın çekimlerine Fas’ta başlandı. Politik gerilim türündeki filmde Bilgin, “The Divergent” serisiyle tanınan Theo James, Oscar ödüllü aktör Ben Kingsley ve dünyaca ünlü oyuncu Jacqeuline Bisset ile birlikte kamera karşısına geçiyor. Michael Soussan’ın aynı adlı anı kitabından beyazperdeye uyarlanan filmin yönetmen koltuğunda ise Danimarkalı sinemacı Per Fly var. James “Backstabbing for Beginners”da, Birleşmiş Milletler’in Petrol Karşılığı Gıda Program Koordinatörlüğü’ne atanan Michael adlı idealist bir genci canlandırıyor. Savaş sonrası görev gereği kendini Irak’ta bulan Michael, Ben Kingsley’nin oynadığı Pasha’ya güvenebileceğini düşünüyor ama işler planladığı gibi gitmiyor. İşte o günlerde yolu Belçim Bilgin’in canlandırdığı Kürt kızıyla kesişiyor. Ve gerilimli bir ortamda sürpriz bir aşk hikâyesi doğuyor. Arzu Akbaş Zor - KELEBEK
Berran demiş ki;
Selaaaam..., AYSE Arkadas KISS ME KATE müzikalini ben 2 kez izledim. Hatta Türkiyede bile!!! Sana, bugün bana gelen bir VIDEO dan "NEDERLANDS BLAZERS ENSEMBLE-NBE "GÖC TÜRKÜLERINI" dinledim ve cok begendim. Burdan herkese tavsiye ediyorum:-))Iyi aksamlar:-)
Ayisigi demiş ki;
Vah vah mülteciler konusunun patentinin SADECE sel de oldugunu bilmiyordum-:)))Artik nereden saldirip vuracagini bilmiyor ahh bakin mülteciler konusunu ilk sel imiz yorumladi,cünkü bu sitede hersey ondan sorulur,TEK bilgili kisi kendisidir,dikkatleri. Bu konu üzerine cekiyor. Birbirlerinin yorumlarini övmeleri icin ise körler sagirlar birbirini agirlar diyorum ben-:)) 5 martla 8 marti karistiran ise haklisin,katiliyorum demekten bir hal oluyor. Yaw senin kendine HAS düsüncen yok mu? TÜRK selamina ne oldu? MERHABA demek varken... Gösterecek ya alamanci oldugunu-:))
Berran demiş ki;
Bitteschön LaLemcan...., "Öyle alçak bir kapıdır ki açlık, geçilmesi zaruri oldu mu, insan artık ne kadar büyükse, o kadar çok eğilir. Victor Hugo Tok olan cümle cihanı tok sanır. Aç olan alemde ekmek yok sanır. Sebayi Açlık ile gurur, hiçbir zaman bağdaşamaz. Jonathan Swith Kral da, dilenci de aynı iştahla acıkırlar. Montaigne Açlık, en akıllı balıkları bile oltaya getirir. GOETHE
Berran demiş ki;
Hi Mädels, herseyden önce SORRY;-( diyerek basliyorum Galiba Orientierungumu kaybettim.Esimin D.gününü dahi unutmusum. Ayrica ben kendi D.günümü bile önceden kutlanmasini prensip olarak istemem:-)) Neyse ihtiyarlik zor:-() Ancak protesto eden tüm Kadinlar ve protestocularin basina gelenleri okumussunuzdur.Yani BURUK bir kutlama olacak tüm diger kutlamalarimiz gibi hepsinin tadi tuzu kacti;-( geri kalan buruk bir tat ve enttäuschung:-(((( SELIN*cim bana katilmana ve ALINTI yazimi begenmene sevindim.Bende senin yazdiklarina katiliyorum.Ayrica LaLemcan ve Hülya Arkadasimizin (az daha KAYIP ilani verecektim:-)) ) Begenmesine sevindim..Sizlerinde yüreklerinize saglikSimdide AYSE arkadasi baska sayfada buldum ve rahatladim.Ayni sekilde sizler gibi bende FIKRET KIZILOK hayranlarindanim -Gönderdiklerinizi dinledim ve okudum. Tesekkürler canlar:;-) Hepinizin gönüllerinize saglik:-)) Bende size begeneceginiz, güzel bir aktarma ve LaLemcanin CICEROvari güzel sözler gönderiyorum.BU Dizi icin ilave edecegim pek fazla husus yok.Kaan gercekten kabiliyetli ama Onu kullandiklarini bende düsünüyorum. Mizmizlanmaya baslayinca atliyorum.Bildigim kadariyla bu cocuk oyunculara Psikologlar refakat ediyorlar. Yoksa bu kadar aglatmak ve DRAMATIK sahneler cocugun ruhsal sagligini bozar.Naz Fragmanda hamile oldugunu söylüyor!! Bir Doktor ve BEBEK arzu eden bir kisinin KÜRTAJ ihtimali akla gelecek en son ihtimaldir.FEYZA ve A.Nejat sahneleri güzeldi.Tarik'in gülcemal-ine alismadim.Hatta gülmesi bile maske gibiydi. Halbuki bizim edebiytimizda "HANDE" olayi vardir dimi?? Sarkilara bile gecmistir,,,Soguk ve somurtkan bir Insanin aniden güldügünde meydana gelen yüzündeki ifadeye =H A N D E denir!!!!! Burda TARIK visagesi ezber bozan cinsten:-)))Gökce ve sevgilisi gercekten ho$...IBO icin bende ayni fikirdeyim. Söförmü Dedektifmi? Belki onun bu denli kurcalamasi uyuyan yilani uyandirdi.Bence ENVER ve OGUZUN parmagi var. Cok krimi olursa bende kacarim Zira Dizinin DOKUSU bozuluyor siradan oluyor.Ayni sekilde KIS GÜNESI tüm konu basta intikam, entrika,iftira vede cinayet yüzlerce kez izlenmis konular.O yüzden ben bastan almayayim diyorum.Hele ikizlerin karismasi Meshur Klassik Cocuk romani CALINAN TAC tan beri izlenir!!!Asli Enver icin izleyecektim.Ancak sevgilisi rolündeki CAM GÖZLÜ oyuncuyu görünce vazgectim. Size iyi seyirler ve Hepinizi kucakliyorum sevgilerimle*-*
Berran demiş ki;
Sevgimi Kağıt Sandala Yükledim - Gidiyorsun biliyorum. Küçük ve kırık adımlarla uzaklaşıyorsun yanımdan. Ürkek bir keçi yavrusu kadar sessiz, gidiyorsun. "Kaçar gibisin" diyesim geliyor. Gözlerinde yabancısı olduğum, tanımlayamadığım karartılar dolaşıyor.Buğulu bakıyorsun. Daha önce hiç duymadığım kelimelerle, senin olmayan cümlelerle konuşuyorsun. Anlayamıyorum. Sana benzemiyorsun uzun zamandır. Yeni ve tedirginsin. Hangi ağacın, hangi dalında daha güvende olacağını bilemeyen bir saka kuşu kadar cılız darbelerin. Uçamıyorsun. Böylesin. Ne söyleyebilirim ki.... Kendi seçimin... Kendi doğrun... Öyle olsun... Git.... Git, dünyanın bütün ağaçlarının gölgesinde tek başına otur. Kimselerin bilmediği şarkılar söyle, sesine başka sesler katılmasın. Yanı başına düşen yaprağa aldırma, gagasıyla avucunu tıkırdatan kavuniçi kanatlı kuşa kırıntı atma, göle taş atma.... Yapabilirsen yap bunları..... Değiş... Ne istiyorsan öyle olsun. Rüyalarını kimseye anlatma, kimselere endişelenme. Dağ yamaçlarının, adını bilmediğin sessiz çiçekleri hep "adını bilmediğin çiçekler" olarak kalsın. Kitap sayfaları arasına papatya koyma, kurutma, gün gelip kimselere kuru çiçeklerle tazelenen sevgiler uzatma. Bunu hayalini bile kurma. Küçük sürprizler düşünme sözgelimi. Bir balık kadar sessiz ol. Tanrı kadar yalnız. Senin yaşamın, ne söyleyebilirim. "Geçecek" demekten, beklemekten başka ne gelir elimden. Sabrederim. Umutlanırım. Kendimi oyalarım. Yalnız kalmak istiyorsan buna bir şey diyemem. Ama ben ne olacağım? Kimsesiz kalacağım. İşte söylüyorum sana. Sözümün içinde bir yerlere koy. Sakla. Ve inan. Çekip gideceksin, bunu anladım. Hatta belki "gittin" bile. Ben yeni yeni anlıyorum. En son ne zaman bakmıştın gözlerime ve en son ne zaman göz bebeklerimiz karışmıştı birbirine. Ah dilimin ucuna neler geliyor! Söylemekten ürküyorum. Sana olacakları, düşünüyorum, ürküyorum. Bana olacakları düşünüyorum... İşin içinden çıkamıyorum. Buna değer mi diyorum... Değmez, biliyorum. Çünkü biliyorum. Çekip gitmek insanı nasıl yaralar biliyorum. Nasıl yalnız ve kimsesiz kalıyor insan. Nasıl gecelerin karası yüreğini sıvıyor, nasıl gözlerine mil çekiliyor biliyorum. Şimdi yüreğime çöreklenmiş acının her zerresini yeniden tadarak gidişini seyrediyorum. Üstüne "seviyorum" yazdığım bir kağıttan sandal yapıyor, dereye bırakıyorum. İster yüzsün, ister batsın, ister bir çalıya takılsın o kağıt sandal hep derenin bir yerinde olacak biliyorum. Ancak böyle rahatlıyorum...
Daha Fazla Yorum