Paramparça 48.Bölüm izle
Özet: Dilara, hamile olduğunu herkesten gizlemesine rağmen Cihan, ultrason resimlerine ulaşır ve hemen Dilara'nın yanına gider. Bundan sonra ikili arasındaki herşey değişecektir. Kürtaj yaptırmak için yasal süre geçer ve Dilara bundan sonra önemli bir karar verme aşamasındadır. Gülseren'e karşı duyguları yeniden kabaran Özkan, Gülseren ile Cihan ikilisinin arasındaki soğukluktan yüz bularak umutlanır. Fakat Gülseren tüm olan bitenlerin sıkıntısının sonucu olarak artık sabrının son noktasına ulaşmıştır ve çok kötü bir şekilde bu duyguyu yaşar. İstemdışı olarak bir olaya şahit olmuştur ve buna karşı tepkisiz kalamayarak başını derde sokar. Dilara'dan bir türlü haber alamayan ve onu artık temelli kaybetmiş olduğunu düşünen Harun, tüm bu olan bitene sebep olarak gördüğü Candan'ın arkasına düşer. Candan, Yıldırım ile Cihan tarafından korunuyor olmasına karşı, hiç ummadığı bir taraftan yara alır. Candan ölüm korkusu ile karşı karşıyadır.
Paramparça son bölüm izle dizi yayınlandıktan sonra sitemizden canlı olarak izleyebilirsiniz.
Yayınlandı: 13/01/2016
Yorumum biraz geç oldu ama olsun, güç olmasın dimi ama. Dizimiz cihanın dilaranın pijamalarının arasında şirketin silik evrakını aramayla başladı. Tabi dilaracık aslında yalıda oturmuyordu ve de çalışma odası yoktu. Zavallının 1+1 yalıdan bozma evinde cihan o evrakı başka nerede arayabilirdi? Ve sonunda dilaranın sakladığı asrın sırrına ulaştı. Bu arada dilaracık onbeş yıldır hiç hatırlamadığı, sormadığı nanasının evinde makyajsız pespaye oturuyor, ağlıyordu. Laf aramızda bayağı da çirkindi. Aynı kazakla yattı kalktı. Nedense aklı hep sonradan başına gelen dilara yine ben nasıl inandım, kandım diye dövünüyordu Cihan dilaracığın hemen yanına koştu. Tabi bu arada Gülseren aramaz mı, bizim cihan öncelik sırasını hiç bilemediği için nişanlısına nerede olduğunun, ne yaptığının bilgisini bile vermeye tenezzül etmedi. bir mucize oldu, aman aman cihan yirmi yılda göstermediği ilgi ve şefkati dilaraya göstermeye başladı. Başına saksı da düşmemişti üstelik. Halbuki cihan gibi erkekler can düşmanından çocuk peydahlayan eski karısının peşine pek düşmez. Cihan maçoluktan modern erkeğe bu bebek sayesinde dönüştü . dilara iyi ki hamile kaldın diye teşekkür etmek lazım diyorum, sayesinde hödüğün biri ideal erkeğe dönüşmek üzere. Tabi cihan efendi Rabbena hep bana dediği için gülserenin özkanla zaman geçirmesini biz evleneceğiz, nayır nolamaza bağlarken, kendisi düşmanından hamile kalan eski karısının arkasında durduğunu kararlı bir şekilde söyledi. Kızkardeşine hafif kız diyen dilaranın çook emek vererek yetiştirdiği embesil ozan da babacık oyunu oynamaya karar vermiş. Zeynep & kızı + ozan lı sahneler beni rahatsız etti. Nedeni ozanın gelişmemiş kişiliğiyle 4 yaşındaki bir çocuğa babalık gösterisi yapmasıydı. Aralarındaki yaş farkı ve zeynebin çocuklu olması bence sorun değil. Bu ilişkideki sorun ozanın toyluğu ve sorumluluk alabilecek kapasite olmaması. Gülseren bütün triplerinde bence haklı. Güya cihanla nişanlı evlenecek. Ama cihan yirmi yıl boyunca kurtulmaya çalıştığı, sonunda boşadığı dilaranın aptallığından dolayı yarattığı sorunlarıyla boğuşuyor. Gülserenin neler yaşadığını ve ne düşündüğünü görmüyor. Bırak aptallığının cezasını dilara çeksin, nasıl çözerse çözsün. Sen git gülserenle ilgilen. Gülseren özkanın zor günlerinde onun yanında olduğunda horozlanmayı biliyor, ama biz evleneceğiz Gülseren diyor. Eee… Gülseren niye bu durumda cihana trip atmasın,. Ben biraz nankör buldum dilarayı, çünkü onbeş yıldır hiç arayıp sormamış, derdin ne, ihtiyacın var mı dememiş, kendi sıkılınca hop nananın evine. Varoş diye gülserene carlarken, geldi fakirhanede huzuru buldu. Neymiş efeeem, parayla saadet olmazmış. nanasını o fakirlikte bırakması da ayrı bir detay tabiki. Türkiyenin en zengin kadını olarak kendisine onca emek verdiğini söylediği nanasını uzuuuun yıllar unutması tam dilaralık bir şey. Cihanın gülserenle hesaplaşması da ayrı bir alemdi. Dilarayla ilgilenmesini o çocuklarımın annesi diye açıklarken, gülserenin özkanın çocuğuna bakmasını kabul etmemesine pes dedim. Gülseren orada özkan da benim çocuğumun babası demeliydi. Sonuç olarak aynı tas, aynı hamam diziyi bitirdik. Dilara yine bencildi, cihan yine hödüktü, ozan yine morondu, rahmi yine pislikti, keriman yine açgözlüydü, özkan yine embesildi, hazal yine nankördü.. Bu bölüm bir gülsereni, bir de cansuyu beğendim.
Meltem demiş ki;
Deniz Rahminin oglu bence. Ilk kez yorumlari bu sayfada okudum. Daha once uzerinde konusuldumu bilmiyorum.
SELİN demiş ki;
Herkese selam. DİZİ YORUMU: Cihan‘ın boşandığı karısının evine elini kolunu sallaya sallaya girmesi ve birde eşyalarını karıştırması inanılır gibi değil ama Dilara’nın ona kısa bir süre önce nasıl kötü bir insan olduğunu anlattığı Harun’dan hamile olduğunu anlayınca onun yanına gitmesini duyarlı bir davranış olarak görüyorum. Eğer ortada böyle bir durum olmasaydı tabii ki böyle düşünmezdim. Bilhassa Dilara’ya akıl vereceğine, sadece arkasında olduğunu ve herşeyden önce Dilara’nın kendi ne istediğinin önemli olduğunu söylemesi bu düşüncemi destekledi. Bütün bunları yaparken onun eski karısına destek olmaktan başka bir amacının olduğu hissi bende uyanmadı. Yanlış anlamasın diye ne yapmak istediğini, yani kendi hayatına devam edeceğini ama ne zaman yardıma ihtiyacı olursa yanında olacağını de kesin bir dille anlattı. Bu konuşma sırasında ikisi de aralarında dostluktan başka birşey olduğuna işaret eden bir davranışta bulunmadı. Her söz her hareket de ikisinin de hem mesafeyi koruduğu hemde aralarında yardım etme vebu yardıma minnettar olmaktan ileri bir şey olduğu şüphesini yaratacak bir şey yapmadılar. Gülseren yine Cihan’la olan ilişkisindeki ilk engelde karaları bağladı; ama neden bağladığını anlamadım. Zaten kendisi, yapamıyacağını ona ayak uyduramıyacağı için onunla olamıyacağını söylemiyor muydu? Evlenme eşiğinde işi nedeniyle günlerce Cihan’ı ihmal eden o değil miydi? Restoranda onu yalnız bıraktı diye küsen ve kapısına kadar gelip, „ gelemedim özür dilerim ama çok kötü şeyler oldu“ diyen adamı dinleyeceğine ergenler gibi kapıyı açmayan da o değil miydi? Bütün bunlara rağmen tekrar çıkıp gelmiş ve hatta eski kocasını kıskanarak aralarında değişen bir şey olmadığını göstermiş bir adam herhangi bir sebeple oradan ayrıldı ve telefon açınca “şu anda müsait değilim ben seni sonra arıyacağım” dedi diye terkedilmiş kadın havasına girmesine de söyliyecek söz bulamıyorum. Hala bu kadın ne ne istediğini biliyor , ne de bir kriz halinde olgun bir kadın gibi davranmasını. Neyseki Hazal konusunda akıllandı ve kendini kullandırmıyor ve artık Hazal için ne ifade ettiğini ve olmamasının olmasından daha hayırlı olduğunun farkında. Bu arada eski karısının ardını toplamaya çalışan Cihan’ın eski kocası için aynı şeyi yapan Gülseren’e karşı takındığı tavrı anlamakta mümkün değil. Ama o, hiç olmazsa hemen „herşey bitti“ krizine girmiyor; ikimizde şu anda sinirliyiz bir süre görüşmiyelim diyor ki, bu durumlarda yapılabilecek en doğru hareket. Ama o bu süreyi bekleyip Cihan’la herşeyi konuşup herşey açıklandıktan sonra bir karar vereceğine Derya’ya hemen „yok ben yapamıyacağım deyip yüzüğünü çıkarıyor. Derya’ya bu konuda söylediği: „ Özkan’ın bebeğini kıskanıyor“ sözü komik ötesi aynı şekilde günlerdir yüzünü görmüyorum sözü de bir o kadar komik. Sanki günlerce telefonunu açmayıp onunla konuşmayan, evine geldiğinde kapıyı açmayan o değil. Haydi o zaman sinirliydin ve bunu ergenlere mahsusu metotlarla gösterdin, sinirin geçince sen git Cihan’ın yanına ve onu neler oluyor diye sorgula. Böyle davranan bir kadına ergen denmez de ne denir. Hiç olmazsa nezarete düştüğünde Cihan’ı araması gerekirdi. Bu olay hem tekrar görüşmelerine bir bahane olurdu, hemde Cihan’a ayıp etmemiş olurdu. Bakalım sonradan aklını başına toplayacak mı! Gülseren’in kocası tarafından şiddet gören kadına yardım sahnesi, inandırılıcıktan çok uzak üç perdelik komedi şeklindeydi. En komiği tabii ki Gülseren’in kendinden kuvvetli ve boylu adamın boğazına herhangi bir dövüş sporu uzmanı maharetiyle bıçakla sarılma sahnesiydi. Gülseren boynuna bıcağı dayayabilsin diye adam dizlerini bükmüştü. Buna rağmen bıçak tam boğazına dayanmış değildi. Nurgül’ün abartılı oyunu bu kurguyu çadır tiyatrosu sahnesine çevirmişti. Buna karakoldaki ve nezarethaneki halleri de dahil. Buna rağmen bu sahneleri sevdim, çünki verdiği mesajlar çok güzeldi. Diziyi komediye çeviren ikinci kurgu da Özkan’ın Gülseren konusunda yeni hayaller kurmaya başlaması kurgusu. Boşanmış eşlerden Özkan tipli olanlarına mesafe konmazsa sonu budur. Gülseren’in iyi niyetini ne kadar takdir etsemde Özkan’ı iyi tanıyan biri olarak onun hayatında bu kadar olmasına izin vermiyecekti. Hele kolyeyi almasına inanamadım. En geç ona bir hediye aldığını gördüğünde onu dışarı atacaktı. Nurgül bu bölümde oldukça güzel görünüyordu. Dilara’yı bu bölümde „oyunsuz, maskesiz“ haliyle yaşadık. Mesafeli, buzdağı, kibirli kabuğunun altında sevgisizlikten incinmiş kırılgan bir kadın gördük. Ebru bize bu kadını aşırıya kaçmadan hissettirdi. Nana’sıyla olan sahneler çok duygu yüklüydü. Ne karar verdiğini merak ediyorum biraz. Gerçi pek fazla seçim şansı yok ama… Harun’a karşı kararlı ve ona evrakları göndererek olayı açıklama tavrı hoşuma gitti. Harun yıkıldığını çok güzel hissettirdi bize. Dilara’ya karşı baştaki amacını yalanlamaya çalışmaması da doğru bir tutumdu. Bu aşkın sonu ne olacak merak ediyorum. Bana bitmiyecekmiş gibi geliyor. Ozan Cansu kavga sahnelerini ve Ozan’ın Zeynep ve kızıyla olan sahneleri sevdim. Ben zaten Ozan Zeynep ilişkisini sevenlerdenim. Daha öncede yazmıştım, özellikle kendinden büyük çocuklu bir kadınla olmaz tabusunu yıkması yönünden bu ilişkinin mutlu bitmesini isterim. Bu konuda olumlu örnekler gerçek hayatımda var. Deniz- Cansu ilişkisinde, Deniz beni hayal kırıklığına uğratmaya başladı. Aslında herşey çok güzel başlamıştı. Başlarda kendine güvenen ve zengin kız fakir erkek triplerine girmeyen Deniz şu anda bu klişenein tam ortasında. Hazal yine oyun peşinde. Onun hiç pes etmeyen halini seviyorum, tabii oyunlarını değil. Bakalım Cihan onun hakkından gelebilecek mi? Ne Rahmi ne de Keriman karakterini seviyorum ama bu bölümdeki sahnelerini sevimli bulmaktan alamadım kendimi. Keriman Rahmi’ye „sana çok benziyorum onun için iyi anlaşıyoruz „ sözü ikisi içinde söylenecek en doğru sözdü. Galiba aralarında birşeyler olacak. Candan cidden iğrenç bir tip. Yıldırım’a nasıl da rahat yalan söylüyor. Neyseki Yıldırım bunları yutmamış gibi görünüyor. Mafia babası onun sonunu getirecek gibi. Ben bu bölümü beğendim ve gelecek bölümde neler olacağını merak ediyorum. Herkese sevgiler.
Ayse demiş ki;
Bir oyuncunun sacma sapan kaprisi yuzunden tum senaryonun degistirilmesi cok rahatsiz edici..Yaziklar olsun..Madem Nurgul hanim oynamak istemiyor neden baska bir oyuncu bulunmuyor ve orijinal senaryoya bagli kalinmiyor..Cok yazik..Paramparca Dilara-Cihan ciftini biraraya getirirse Cihan gibi akilli bir insanin 20 senelik mutsuzluk sikayetleri ne olacak? Neden bir kisi tum senaryo degisimine sebep oluyor..Eminimki Paramparca eski popularitisini yitirecek...
LaLem demiş ki;
Herkese merhaba.. Musti arkadaş en az 40 bölümden beri senin söylediklerinin benzerini söyleyen biri olarak birde erkek ağzından gülo karakterini sevmediğini duymak beni resmen sevindirdi. Evet konu aynen senin dediğin gibi, yani nurgül ü sevmemek değil, madur, ezik, kararsız,, kaderci ne istediğini bilmeyen, tutarsız ve hemen pes eden gülo karakterini esas kadın karakter olarak beğenmemek. Bende en başlarda gülo karakterini beğenmiştim ve onun sevgi dolu, sevecen bir kadın olduğunu, iyi bir kalbi olduğunu hep söyledik ama sonra karakterdeki yanlışları görünce 46. Bölüme kadar herşeyini hoş görüp 46 bölümden itibaren senaristler karakteri bozdu demedim. Karakterler zaten senaryo eseri. Var olan bir karakter bozulabilir, her hafta yeni bir yönü yaratılan bir karakter değil. Eğer gülo için böyle dersek, dilara içinde kibirli olsa bile kimseye bir kötülüğü olmayan bir kadını sırf kocasının başka kadına aşık olmasını ve dilara dan ayrılmasını haklı göstermek için kötü eş ve kötü insan yaptılar ona entrikalar yaptırdılar” dememiz lazım. Ama eleştiriler sanki gülseren varmışta senaristler bozmuş gibi yapılırken dilara için aksi düşünülüyor. Yani dilara karakteri varmış ve yaptığı her hata kendi suçuymuş gibi davranılıyor. Cihan konusunda bende buradaki çoğunluk gibi düşünüyorum. O nun, 19 senedir dilara yla sevmeden evlendim ,mutsuzum teranesinden bıkmıştık. Zaten adam gibi adam ne olursa olsun sevgilisine karısını şikayet etmez dedik,! Dilara karakterinin evliliğimi kurtaracağım diye yaptığı kötü şeylere rağmen çok sevilme sebebinin sadece ebru nun zarifliği ve iyi oyunculuğu olduğuna tam katılmıyorum. Ebru “ hanımın çiftliği” dizisindede dilara gibi , kibar, zarif bir kadındı, o rolü de çok iyi oynuyordu ama kimse onu sevmedi. Zaten her oyuncu kendisine denileni yapıyor. Nurgül de mutlaka kendisine söyleneni yaptı. Sevilen sadece ebru nun zarifliği ve güzel oyunu değil , aynı zamanda oynadığı karakterdi. Dilara nın dadısının anadolu kadını olup olmadığın bilmiyoruz. Şimdi anadolu yakasında bir köyde yaşıyor diye ona anadolu kadını diyemeyiz. Belki edirneli, ama sonradan o köye yerleştiler. Anadolu kadına saf temiz denince türkiye nin avrupa yakasında yaşayan 3-4 milyon kadına haksızlık olmuyormu? Ayrıca 77 milyon türkün 70 milyonu anadoluda yaşıyor! Selin cim kibar davranma huyunu nanasından almıştır diyen sendin, böyle söylemek yeterli olmuyormuş. Hakkatende nanasının sevecenliği ve sevgi dolu hallarinden dilara zırnık almamış , yeri gelmişken bana şu nanasından neden yeterince iyi huy almamış uzmanca bir açıklarmısın! Bu soruma mutlaka cevap istiyorum. Ayrıca sevgi dolu bir nana tarafından yetiştirilen bir kadın, annesi onu ihmal etmiştir diye sevgisiz yetişmiş diyebilir miyiz? Hatta bana daha önce söz verdiğin gülseren ve dilara nın anne olarak değerlendirmesini artık lütfen yap! Yakında oğlun gelecek yine toz olacaksın. Yenibölüm yorumum yarın. Herkese kolay gelsin!
sefa demiş ki;
Ha ha vay vay bu senaryo Harun Gülseren ikilisi ve tükkürdüklerini yalıyan dilara cihan yaklaşması ve birlikteliyi icin icin ireliyor.boşanmış bi para babası esgi karısının her işine burnunu sokuyor...iki kadını bi anda elinde tutmaga inadla devam ediyor...Harunu her ne kadar sevmesemde cihandan daha karakter biri...Nurgül ayrılırsa kötü olur.dilara bu diziyi taşıyamaz....artık Gülseren cihan gibi birinin o arsız yüzüne fırlatmalı o yüzüyü!olay böyle degişecek "Gülserene dilaraya londurada aldırdıgı bebegin cihandan oldugu hikayesi yutdurulup...Harunsa bebegini kürtaj etdiren dilaraya kızgınlıgından cihana inad Gülserene yaklaşacak"tabiki cihanın her tür yüzünü gören Gülseren icin Harun .Harunaysa teyzesinin durmadan övdügü ve Gülserenle yakınlıgı Gülsereni tanıdıkca Gülseren Haruna iyi gelecek !bu bölümde Harun ve Gülseren bi arada cokkonuşurken cok hoşuma gitdi)))cihan bi elde iki karpız tutuyo dilarasa ezikler gibi kendini cihana kukla yapmakta devam ediyor!!!bekliyip izliyip görcez!
Angel demiş ki;
Budizide gulseren karakterine haksizlik ediliyor entrkaci Dilara Cihanin hayatinda bas rolu aliyor hence Cihan Gulsereni sevmiyor
kratos demiş ki;
nurgül yesilcay iki bölüm sonra ya kaza yolu ile ya da uzak, kimseye söylemedigi yerlere kacirilarak diziden uzaklastirilacak. cihan ile harun dilara icin cekismeye baslayacak. Ama asil bomba deniz ile cansu da patlayacak. Denizin babasi rahmi gürpinar cikacak. yani deniz, cihanin üvey kardesi olup, böylelikle cansunun da amcasi olacak. Ama cihan cansunun gercek babasi olmadigindan, deniz le kan bagi olmamis olacak.
ddd demiş ki;
dilara cihan birlikde olursa seyircilerin kururunu ezmis olursuz nefret ederim bu diziyi cekenlere
www demiş ki;
selam senaristler bilmiyor neler uydurub ceksinler dilara cihani eve don deyende donmed indi dilarayla ilgilenmeyi sacma yildirim kor kalasan sen deyildinmi deyen bu candanan 6 yil nasil birlikde yasamisim indi neden birlikde oldun siz erkekler aptal bu cansu hazal ozan neden bu kadar terbiyesiz cekiyorsuz genclere bum ornek veriyorsuz en nefret etdiyim sen kimsin demeleri cok haksiz bu dizide biter insalah
Daha Fazla Yorum